Bana gelmeden önce seni rüyalarda severdim. Şimdi gidiyorsun, rüyalarda da sevemiyorum. Gittiğinden beri rüya görecek kadar uyuyamadım ki. Belki en büyük borcun kısacık bi ninni. Gözlerim akını kaybetti. Pembe gözlüklerle değil, kanlı gözlerle bakıyorum aşkın ufkuna. Bi yanak dolusu gözyaşı borcunu unutmam.
Her gece sırılsıklam olan bir yastık bıraktın bana. Oysaki ıslanan omzun olmalıydı. Teselli edecek bi omuz borçlusun bana.
Kül tablasının içinde duran izmaritinde kalan ruj izinin yeri dudaklarım olmalıydı. Zaten neyi doğru becerebildik ki? Gidişin bile yanlış oldu. Böyle bitmemeliydi belki de. "Bitti, gidiyorum, hoşça kal" dediğinde içim titrememeliydi. Gözlerim dolu dolu olmamalıydı. İçimde annesinin elini bıraktığı için pazarda kaybolan çocuğun yaşadığı korku olmamalıydı. Kaskatı kesilmemeliydim. Tek katı olan kalbim olmalıydı aslında. Taş kesilmeliydi. Olmadı..
Şu an önümde o izmarit, ensemi ürperten o ıslak yastık, aynadan yansıyan kıpkırmızı gözler ve titreyen iki el ayak var. Kalbim? Onu sana çoktan feda ettim.
Kül tablasının içinde duran izmaritinde kalan ruj izinin yeri dudaklarım olmalıydı. Zaten neyi doğru becerebildik ki? Gidişin bile yanlış oldu. Böyle bitmemeliydi belki de. "Bitti, gidiyorum, hoşça kal" dediğinde içim titrememeliydi. Gözlerim dolu dolu olmamalıydı. İçimde annesinin elini bıraktığı için pazarda kaybolan çocuğun yaşadığı korku olmamalıydı. Kaskatı kesilmemeliydim. Tek katı olan kalbim olmalıydı aslında. Taş kesilmeliydi. Olmadı..
Şu an önümde o izmarit, ensemi ürperten o ıslak yastık, aynadan yansıyan kıpkırmızı gözler ve titreyen iki el ayak var. Kalbim? Onu sana çoktan feda ettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder