18 Temmuz 2012 Çarşamba

RAKI

Duyduğuma göre kimseye aşık olmamış, kimseyle çıkmamış kişiler aranıyormuş sevgili olmak için. Sorarım nedendir diye? Sorarım "sen daha önceyle kimseye aşık olmadın mı? kimseyle çıkmadın mı?" diye.. Saçamalamalar, ergence tavırlar, yersiz tripler, duygusuz sözler.. Bu kadar mı basitleştirdiniz bu sevgi denen aşk denen illeti? Uğruna deli divane olduğunuz, severek ayrıldığınız eski sevgililerinizi etiket edecek, rezil edecek kadar mı düştünüz siz? Nedir istediğiniz şey? Yatın kalkın şükredin eğer sikilmemiş, sağda solda yiyişmemiş, bi iki gün çıkar çıkmaz öpüşmemiş kız bulursanız. Yatın kalkın şükredin daha bardan kız kaldırmamış, telefonda seç beğen al hatun bulundurmamış, eski sevgilisine kaşar damgası vurmamış bi erkek bulursanız. Dünya eskileri anlatan siyah beyaz formatta renkli televizyona aktarılan büyük kitaplardan uyarlı aşk dizilerindeki gibi değil artık. Amerikan Pastası'ndan farkı yok bazen. Sevgilisinin bikiniyle mayoyla plajda, otelde tanıştığı çocuğa sarılıp çekildiği fotoğrafı görüp "aşkım çok güzel çıkmışın" diyebilecek erkekler var artık. Ama hiçbir zaman onlardan olmadım! Olmam! Olamam! Olmayın da. Seviyorsanız daima yanında duracaksınız bu en büyük göreviniz fakat haketmiyorsa yanından arkasına geçip tekmeyi koyacaksınız. Çoğu kişinin durmadan kopyala yapıştır yaptığı fakat anlamını bilmediği bir söz vardı; "bazı kızlar var önü trafiğe kapalı arkası otoban" diye. Hala ilk aşktan mı bahsediyorsunuz bana? Adam akıllı sevecek, sevgisinden vazgeçmeyecek, size her halinizle katlanabilecek birini bulun, sonra bi insan olun da son aşkı olmaya bakın. Ama insan olmayı unutmayın. Bi kendinize de bakın. "Yarram sen nesin de bize böyle konuşuyon" diyecek olursunuz diye düşünerek cevap veriyorum, -bir nüsibet bin nasihatten iyidir derler ama bazı insanlar hep anlatırlar.. Kimi laf olsun diye anlatır kimi sırf etrafındaki insanlar hata yapıp ağır bedeller ödeyerek acı çekerek öğrenmesinler devamlı mutlu olsunlar diye. Bana alkolik dediler mesela.. Belki öyledir ama doğrusu alkolik olduğumu bile sanmıyorum. Evet, hergün bayılana kadar içebiliyorum. Ama atlar da koşuyor, koşan bir ata nasıl atlet denilemezse,benim hergün içmemi de alkolizme bağlayamayız. Bu bir fizyolojik gereksinim değil benim için. Daha çok örtüşme. En doğru tanım bu; örtüşme. Unutmak ya da hatırlamak için de içmiyorum. Unutabileceğim ya da hatırlayacağım bir şey yok. Ne bunadım ne e bir ansiklopedik hafızayım. Gırtlağımdan aşağı akarken yemek borumu yakan, midemi ekşiten o sıvılara karşı bir aşk besliyorum. AŞIKLARI SUÇLAMAK YALNIZLARIN SALAKLIĞIDIR. BANA ALKOLİK DİYENLERİN BİR BİRA İÇTİKLERİNDE MASAYA KUSMALARININ SEBEBİ BEN MİYİM YANİ?! Yeteneksizlikleri benim hayat başarılarımı gölgelememeli. Aşk acısı çekmeyin değmez. İllaki bir film bittikten sonra bir kaç gün etkisini bırakır üzerinizde.. Belki yıllarca içindeki bir repliği hatırlarsınız.. Fakat başrolünüz olmadan son sahneyi tekrar oynama çabasına girmenin ne gereği varki? Yeni oyuncular, yeni senaryolar.. Ama ne olursa olsun bir filmin 2. ya da 3. serilerini çekmeyin. Bir yanlışı tecrübesizlikten yapabilirsiniz. 2. kez yaparsanız yine tecrübesizliktendir. 3. kez yaparsanı hala tecrübesiz olma ihtimalinizdendir. Fakat hala devam ediyorsanız su katılmamış salaksınız. Şimdi kapatın bilgisayarı, ramazan gelmeden çıkın dışarı bakın etrafınıza, çok uzaklara değil. İyi kalpli bi karşı cins illaki bulursunuz. Emek verin. İftardan sonra öpüşün, koklaşın. Hayat kısa. Bayramdan sonra gelin rakınız benden. RAKI AŞKLA ISLANIR, AŞK RAKIYLA USLANIR.. Saygılar. Twitter- @Aysti_Seftali

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatı Ertelemek

Gemide, otobüste giderken meraklı gözlerle baktığımız, bir gün gideyim dediğimiz yerler olmuştur hep. Bi' deniz fenerine, bi' dalgak...