18 Kasım 2012 Pazar

Uzun Hikayenin Kısa Özeti

Akşamları eve otobüsle dönerken oturacak yer bulacak kadar şanslı olduğum günlerde okuduğum kitabımın satırları arasında gözüm daldığında kafamın içi çoktan onun olduğu hayal dünyasına balıklama atlamış oluyordu. Fakat hayaller başka suya düşünce akıl bir balık misali karaya vurup ölüyordu. Acısı kalbin derinlerinden hissedilmeye başlıyordu.

 Nasıl olur da iki ülkeyi birbirine katabilecek çakallığa sahipken; bencil, sığ düşünen, düşüncesiz, karşılığını vermeyen bi sevgi mal eder insanı? Aşkın özelliği mi bu yoksa insanın DNA bazında kodlamasındaki açıklık mı bu bilemiyorum.

Bu sancılı günlerin birinde durur sorarsın kendine; "değiyor mu be? hayatından bu kadar ödün vermeye değiyor mu?" Sonra cevabını da kendi kendine veriyorsun; "değmezmiş." İşte o an, vazgeçersin. Sadece beklersin. Seni ikna etmesini, istediğini, vazgeçemeyeceğini söylemesini istersin. Söylemez..

Başka bir aşkta görüşmek dileğiyle.. Hayırlısı be gülüm.




sevsen bu kadar sessiz kalir miydin yar her zoru gogusleyip yanimda kalmaz miydin yar ask kolay degil bir gun anlarsin yar sana yar dedim, soyle bundan daha otesi mi var

Hayatı Ertelemek

Gemide, otobüste giderken meraklı gözlerle baktığımız, bir gün gideyim dediğimiz yerler olmuştur hep. Bi' deniz fenerine, bi' dalgak...